Web Tasarım Ankara

Ey Bir Kısım Müslüman Aydın! Siz(inl)e Soru(nu)m Var!

Adem Çaylak 08.09.2014

Ey bir kısım Müslüman ya da Muhafaza”kar” gazeteci, yazar, ilim ehli ya da akademisyen aydınlar! sizi “rahatsız etmeye” geldim. Sizlere sesleniyorum! İktidar “siz”de değilken var olduğunu sandığımız az çok muhalifliğinize güvenerek, belki kırıntı düzeyinde “eleştirel aklı”nız kalmıştır umuduyla, sizlerin “kalb-i akıl” ve yüreklerinize seslenmek istiyorum. 17 Aralık 2013'ten önce neredeyse 12 yıldır sizlerin bir çoğu, “Abant konsüllerinde vaftizlenirken” ya da “hizmet”in medya podyumlarında “raks” ederken, yaptığımız uyarılara rağmen “gaflet” ya da “çıkar” uykunuzdan uyanamamış, üstelik benim gibileri “fitne çıkarmakla”, “komplocu düşünüşle” ya da “hüsn-ü zan ile hareket etmemekle” suçlamıştınız. Sonraki süreçte uyandığını zanneden, güç ve iktidar adına adaletten yoksun bir şekilde bir yanlıştan öteki yanlışa sürüklenen ey “organik aydın”laşan gafiler ordusu! Şimdi söyleyeceklerimi ve soracaklarımı bana çok görmezsiniz umarım.

Siz Ey İslamcı, Müslüman ya da Muhafaza”kar” aydınlar! Bu kadar mı güce ve iktidara  susamıştınız ki, sizden olduğunu iddia ettiğiniz iktidarın her söylem ve eylemini meşrulaştırmaya çaba gösteriyorsunuz?Bu kadar mı sınıfsal açlığınız depreşti ki, ahlak, adalet ve hakkaniyetten yoksun bir kısım iktidar uygulamalarını eleştirmeyi bırakın savunur hale geldiniz? İktidarda değilken, siz değil miydiniz tepeden inmeci, devletçi, otoriter ve tek adamlığa dayalı iktidar uygulamalarına karşı olan Ey Müslüman aydınlar! Şimdi ne oldu, değişen ne? İktidara gelenler sizinle aynı dünya görüşünden olunca ilkeler mi değerler mi değişti? Demek ki ey Müslüman aydınlar! Siz devlet ve iktidarın bizatihi kendisine değil, bu güne kadar devlet iktidarını elinde tutan güçlere eleştirel yaklaşıyormuşsunuz. Bu ayan beyan ortaya çıktı. Biçimsel yönden olmasa da mahiyet itibariyle sizin jakoben Kemalist ideolog ve aydınlardan ne farkınız var, söyler misiniz bana ey İslamcı aydın ve ideologlar! Tabi Kemalizm'in kan suyunda yıkanan devlet aklının, post-Kemalist Ak Parti iktidarında, sizin gibi “devletleşen” Ak Parti iktidarını sistemin İslamcı kan suyunda yıkayacak ideologlara ihtiyacı vardı. Siz onun gereğini mükemmel bir biçimde yerine getiriyorsunuz ey bir kısım Müslüman aydınlar! İktidar “siz”den olanların eline geçince, devletin zihin kodları ile özdeşleştiniz ve devleti kutsallaştıran “saray alimleri”ne dönüştünüz ey bir kısım Müslüman aydınlar, akademisyenler, alimler, gazeteci ve yazarlar…

Ey bir kısım Müslüman aydın ve ideologlar! Geçmişte “hizmet” şebekesine methiyeler düzdünüz. “Hizmet”in “seküler ruhani” liderinin yepyeni bir medeniyet getirdiğini anlatan bilimsel makale ve köşe yazıları kaleme aldınız. 17 aralıktan sonra yanıldığınızı dahi itiraf edemediniz ey gafiller ordusu! Şimdi de Erdoğan liderliğinde Ak Parti'nin, dahili ve harici düşmanlara rağmen destan yazdığını, ümmetin geleceği olduğunu, medeniyet kavramının içeriğini iğdiş edercesine “İslam medeniyeti”ni ihya ve inşa edildiğini, “Erdoğan'ın Allah'ın bir lütfu” ve “Türkiye'nin kaderinin Erdoğan'ın kaderi” olduğunu ifade eden yazılar yazmakta ve konuşmaktasınız. Haşa sümme haşa ama Erdoğan sanki bir “vahiy katibi” olarak algılanmakta, bir tür “mesiyanik” lider fetişizmi yaratılmakta ve onun her yaptığı ve söylediği göklere çıkartılırken, hiç mi hiç sorgulanmamakta ve kendisine karşı hakikatler söylenememektedir. Aslına bakılırsa bir lider için en korkuncu bu olsa gerektir. Susarak, “parende atarak”, “şakşakçılık” yaparak ya da en basitinden meşrulaştırarak bizatihi Erdoğan'a zarar verdiğinizin farkında mısınız ey organik İslamcı aydın taifesi!  Ey İslamcı aydın ve ideologlar! Sizin hiç insafınız ve sınırınız yok mu? Ne oluyor size? Değişim ve dönüşümün tabandan, toplumun bizatihi kendisinden gelmesi gerektiğini, bunun Allah'ın bir vaadi olduğunu (Rad suresi, 11), devlet, lider ve iktidarı önceleyen tepeden dizayn hareketlerinin bizatihi değişimin doğasına aykırı olduğunu ne zaman unuttunuz ey gafiller ordusu!

Ey Müslüman aydınlar! Neden bilgi ve ilim ile iktidar arasında olması gereken mesafeyi korumuyor, eleştirel aklı kuşanmıyorsunuz?Hakikatin bilgisine vasıl olmak ve kuşanmak için yola çıkan bir Müslüman ilim ehli, asla ve kat'a iktidar, güç, ideoloji ya da başka nedenle “az bir değere” bilgisini satmaması gerektiğini bilmiyor musunuz ki Ey Müslüman aydınlar! Ey bir kısım Müslüman aydınlar! Neden iktidara eklemlenmiş bir bilgi ve din anlayışı yaratıyorsunuz sorarım size? İktidar sizden olunca ve nimetler akmaya başlayınca eleştiri yeteneğinizi mi kaybettiniz yoksa. Ey “saray dalkavuğu” haline gelen bir kısım İslamcı aydın ve ideolog! Neden ve hangi hakla, ilim ve akıl işi olan “iktidarı itikat ve iman meselesi” haline getirip kendinizden olan iktidarda olunca devleti kutsallaştırmaya başladınız? Ey Müslüman aydın ve ideologlar! Şu gerçeğin artık farkına varın ki, Bizans ve Pers'in etkisi sonucu Muaviye ile birlikte, devlet ve iktidar kutsallaştırılmış ve başta bulunan halifelerin kutsal yönetme hakları (kralların kutsal yönetme hakları teorisi) olduğu ifade edilerek, Müslüman zalim yönetimler meşrulaştırılmıştır. Artık iktidar ve devleti itikatlaştırma ve bir iman meselesi haline getirme alışkanlığından vaz geçin ey saray alimi olan Müslüman aydın ve ideologlar!      

O kadar mı korkuyorsunuz ayaklarınız altından halıların çekilmesinden, makamlarınızın kayıp gitmesinden ya da bu kadar mı sizden olan lider ve iktidar aşkınız tavan yaptı ki, iktidar sahiplerine zaman zaman ahlak, adalet ve hakkaniyet adına sesinizi çıkarmıyorsunuz? Doğruları eğip bükmeden neden dile getirmiyorsunuz ey Müslüman danışman, aydın ve ideologlar! Korkunun ecele faydası var mı ey organik aydın taifesi bilmez misiniz! Neden ahlak, adalete ve hakkaniyeti ayaklar altına alan bir kısım uygulamalar karşısında suskun kalıyor ya da onları savunuyorsunuz ey bir kısım Müslüman aydınlar! Dün Ergenekon, Balyoz, KCK ve ÇHD davası gibi “at”ın izinin “it”in izine karıştığı, “hizmet”in tetikçiliği ve tezgahında cadı avının yapıldığı bir arenada nasıl ki, bir çoğunuz susmuş ve hatta yapılanların “savcı”sı olmuşsanız, bugün tasfiye yapan “hizmet”in tasfiyesi üzerinden yeni bir “bağırsak temizleme operasyonu” yapılırken, yine bir cadı avı sendromu üzerinden “at”ın izi “it”in izine karıştırılırken neden yapılanları onaylıyor ya da susuyorsunuz? Bir kavme olan öfkeniz, velev ki onların yüzünden olsa bile, sizleri asla ve kat'a adaletten alıkoymasın ayetine muhatap olan ey İslamcı aydınlar! Neden dün kolkola, gönül gönüle birlikte olduğunuz, masum “hizmetkar”  operasyonu üzerinden asıl suçluların ya da “ulakların”gizlendiği bir kısım hukuksuzluklara karşı duramıyorsunuz?

Ey bir kısım İslamcı aydınlar! Artık Sevilay Yükselir, Fatih Tezcan, Melih Altınok, Barlaslar ailesi ve Merve Şebnem Oruç gibi isimlerini burada sayamayacağım “lejyoner AKP'liler”in çizgi ve ardından gitmeyi bırakın artık. “Lejyoner AKP”liler, Kemalist aydın ve ideologlar ya da dinci-Kemalist (hizmet) aydın ya da ideologların sizin öğretmeniniz olamayacağını Ak Parti siyaseten bittiğinde ve “iktidar kafanız”duvara tosladığında mı idrak edeceksiniz sorarım size?Son olarak size şunu söylemek isterim ki, statükoyu “aydın”latacak “aydın” ya da “organik aydın” olmak kolay, ancak statükoyu sorgulayacak “entelektüel” ya da “mütefekkir” olmak zordur. Siz siz olun ey Müslüman aydınlar! Zoru seçiniz yoksa iktidarın vebaline ortak olup, iktidara ve kendinize yazık etmeye devam edeceksiniz. Bizden söylemesi.  

Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...

Kategori: Âdem Çaylak